İtalya Tarihi: Kuruluşundan Yıkılışına Kadar Roma Dönemi
İtalyan Yarımadası veya Apennine Yarımadası, İber ve Balkan yarımadalarıyla birlikte Avrupa kıtasının Akdeniz içlerinde sokulan üç büyük kolundan birisi olup, Po ovasından Sicilya’ya kuzeyden güneye yaklaşık 1.000 km boyunca uzanmaktadır. İtalyan Yarımadası batısında Tiren Denizi, güneyde İyon Denizi ve doğuda Adriyatik Denizi ile çevrilidir. Apennine Yarımadası iç kısmı, adını aldığı Apennine Dağları’ndan oluşmakta olup, kuzey kısmı ise büyük ölçüde düzlüklerle, kıyıları ise genellikle uçurumlarla kaplıdır. Öncesinde İtalya adı çizme formundaki adanın ayakucu için kullanılmaktaysa da MÖ 1. Yüzyıldan sonra tüm yarımada için kullanılır olmuştur.
Detaylı Bilgi İçin Bkz. İtalya Coğrafyası: İtalya Nerede ve Neden Çizme olarak Anılıyor?
İtalya Tarihi: Tarih Öncesi Dönem
İtalya genelinde yapılan kazılarda yarımada da 200 bin yıl öncesinde kadar uzanan insan yerleşimi varlığı tespit edilmiştir. Paleolitik ve Neolitik yerleşimcilerin izleri Lombardiya’da, Valle Camonica’da bulunmakta olup, sadece Camunni’de 8 bin yıl öncesine tarihlenen avcı-toplayıcı halkların günlük hayatına özgü hatta hayvancılık yapıldığını gösteren sahneleri de içeren 140 bin kaya çizimi tespit edilmiştir. Bronz Çağ döneminde ise Liguria’da Ligur, Veneto’da Veneti, Sardinia’da Sard, Lazio’da Latin ve Umbria’da Umbri halkları ortaya çıkmıştır. 1991 yılında Avrupa’nın en eski insan mumyasının İtalyan Alpleri’nde Ötztal bölgesin bulunması bu açıdan dikkat çekicidir. Ötzi adı verilen mumyanın 45 yaşlarında olduğu son olarak bir kızıl geyik eti yediği, akupunktur benzeri bir tedavi gördüğü ve dövmeleri olduğu anlaşılmıştır.
Magna Graecia ve Etruria
MÖ 8. Yüzyıl öncesinde İtalya’da yaşayan kabilelerin bir kısmı yarımadaya kuzeyden veya deniz yoluyla Adriyatik üzerinden gelen Hint-Avrupalı göçmenler olmakla birlikte kökenleri hala tartışma konusu olan demircilik ve ticaret konusunda yetenekli Etrüskler MÖ 500’lerde Arno ve Tiber nehirleri arasında Orta İtalya’ya hâkim olmayı başarmışlardır. MÖ 8 ve 7. Yüzyıllarda Sicilya ve İtalyan Yarımadası’nın güney kıyıları boyunca Yunan kolonileri kurulmuş olup, bu bölgeler daha sonradan Romalılarca Yunan varlığına atfen ‘Magna Graecia’ (Büyük Yunanistan) olarak anılmıştır. Yunanlılar ve Etrüskler güçlü şehir devletlerine sahip olup, Magna Graecia’nın İtalyan yarımadasında Taras (bugünkü Taranto) ve Sicilya’daki Siracusa, Etruria’da ise Tarquinii (günümüzde Lazio‘da Tarquinia) bunların en önemlileriydi. Etrüskler güneyde Yunanlılar kuzeyde ise Alp kabilelerine karşı sürekli savaşırken MÖ 4. Yüzyıldan itibaren Romalılar karşısında güç kaybetmeye başlamış, Magna Graecia’’nında aynı sonu yaşamasıyla Roma askeri gücünün büyümesine paralel olarak kademeli olarak İtalya’ya yayılmış, MÖ 42’de kuzeydeki Alpler bölgesi dâhil bugünkü İtalya’nın tamamı Roma eyaleti haline gelmiştir. Etrüsk şehirlerinin çok azı bugün hayatta kalmış olup, duvar resimlerinden cenaze törenlerinde dans, şölen ve oyunlar tertiplediklerini ve cinsiyet açısından eşitli bir toplum olduğunu anlamaktayız. Etrüsk dininin kehanete dayalı olduğu, yıldırım çakmasından, kuşların uçuşuna ya da yeni öldürülen hayvanların bağırsaklarına bakarak gelecek tahmini yaptıklarını biliyoruz. Yunan tarihçi Herodotus’un Troya’nın düşmesinden sonra kaçanların İtalya’ya kaçtığını bildirmesi yakın zamana dek bir efsanenin parçası olarak görülmekle birlikte günümüzde bilim adamları, eski Etrüsk kasabaları civarında yaşayan bugünkü Toskanalıların DNA’larını incelediğinde Anadolu Türkleri ile akraba olduklarını ortaya koymuş, konu Türk medyasında ‘Etrüskler Türkmüydü?” başlığıyla haber yapılmıştır.
Detaylı Bilgi İçin Bkz. Etrüsk Mitolojisi
Detaylı Bilgi İçin Bkz. Magna Graecia
Roma Cumhuriyeti Dönemi
MÖ 8. Yüzyıl başlarında kurulan Roma, Yunan uygarlığını da içine alarak, Akdeniz’i
kapsayan devasa bir imparatorluk kurmayı başaran küçük bir tarım topluluğuydu. Bugün Batı medeniyetinin dayandığı hukuk, yönetim, felsefe ve sanat alanlarında temel zeminin Roma medeniyetine dayandığı söylenebilir. Romalı tarihçi Livy’e göre Mars’ın ikiz çocukları olan Romulus ve Remus, Tiber nehri civarında terk edilmiş ve bir kurt tarafından bulunarak emzirilmişlerdir. Birlikte büyüyen ikizlerden Romulus kardeşini öldürdükten sonra MÖ 753’de Roma kentini kurmuştur. Bu öykünün
muhtemelen Etrüsk prenslerinden birinin öyküsüne dayanmakta olup, Romulus’un soyundan gelenlerin iktidarı MÖ 509’da Senato’nun iktidarı seçilen iki Latin konsüle devretmesi dolayısıyla Roma Cumhuriyeti’nin doğuşuyla sona ermiştir. Bununla birlikte günümüzde Roma şehrinin kuruluş tarihi olarak 21 Nisan günü kutlanmakta, müzeler ve arkeolojik alanlar insanlara ücretsiz olarak açılırken, gladyatör dövüşü gösterileri ile Roma halkının toga ve tunikler giymesiyle geçit törenleri düzenlemektedir.
Etrüsklerin ve Latinler arasında sıkışmış durumdaki Roma MÖ 4. yüzyılın
başlarında, Orta ve Kuzey İtalya’daki kabileleri, Toskana ‘da Etrüskleri, Güney Lazio’da Volscianları ve Güney Apennin dağlarında Samnitler’i yenmiş, İlk Pön Savaşı’nda Sicilya’yı ele geçirerek Magna Graecia’yı yıkmış, Po Vadisindeki Keltleri dize getirerek MÖ 200’de neredeyse tüm İtalyan yarımadasında egemen olmuştur. Kısa süre sonra Roma lejyonları Makedonya Yunanistan, Anadolu, İspanya ve Kuzey Afrika’yı fethetmeyi başarmıştır. Roma aristokrasinin refahını arttıran fethedilen topraklar köle kaynağı olarak görülürken, İtalyan köylüler yabancı tahıl ithalatıyla rekabet edemeyince şehirlere göç ederek yeni mahalleler kurmuş, böylece Roma Avrupa’nın en büyük şehrine dönüşmüştür. Roma, Akdeniz
ticaretine hâkimiyet için Kartaca ile Pön Savaşları adı verilen bir dizi savaş gerçekleştirmiştir. İlk Pön Savaşı (MÖ 264-241) sırasında Roma Sicilya’yı ele geçirmiş ve güçlü bir donanma oluşturmuştur. İkinci Pön Savaşı (MÖ 218-201) sırasında deniz üstünlüğünü kaptıran Kartacalı generalHannibal İspanya üzerinden Alpleri aşarak İtalya’ya girmişse de Roma’yı ele geçiremediği gibi Batı Akdeniz’in kontrolü de Roma’ya geçmiştir. Son olarak Üçüncü Pön Savaşı (MÖ 149-146) sırasında Roma Kartaca’yı tamamen yok etmiştir.
Roma Tarihi: imparatorluk Dönemi
Roma’nın uzak diyarları fethi ve yeni topraklar kazanılmasının Aristokrasinin aşırı
zenginliğine karşın ahlaken yozlaşmasını beraberinde getirdi, İtalya’nın yoksulları soyluların aşırılıklarına boyun eğerken sistem kendi içinde çürümeye başladı. 83’de kendini diktatör ilan eden Sulla, oligarşiye halk direnişini ezmeyi başarmıştır. Gaius Julius Caesar, Galya zaferinden sonra üçlü yönetimi ortadan kaldırarak hasmı General Pompey’i Roma’dan kaçırmayı başarmış, ekonomiyi desteklemiş ve yönetimde halk lehine bazı reformlar yapmışsa da 15 Mart MÖ 44’de Brutus, Cassius ve kalabalık bir aristokrat grubu tarafından Senato içerisinde öldürülmüştür. Roma iktidarı için kanlı bir iç savaşlar dizisi başlamışsa da sonunda 31 Aralık’ta Caesar’ın büyük yeğeni ve evlatlığı Octavianus’un Mısır kraliçesi Kleopatra ile birlikte kaybedeceğini anlayınca intihar eden ünlü danışman Mark Antony yenildiğinde sona ermiştir. Octavianus, Roma Senatosu’nun kendisine sunduğu Augustus ünvanıyla Roma İmparatoru olmuştur. MS 2. Yüzyıl başlarında imparatorluk toprakları İngiltere’nin kuzeyine dek genişlemekle kalmamış, Akdeniz bir Roma gölüne dönüştürülmüştür. İlginç bir gelenek olarak bugün bile Romalılar her yıl 15 Mart günü Roma’daki Via dei Fori Imperiali’nin yanındaki heykelinin ayaklarına çelenkler konulmakta, bedeninin yakıldığı Roma Forumu çiçeklerle süslenmekteydi.
Roma İmparatoluğu’nun Yıkılışı
Roma 12 asırlık hayatında monarşiden, cumhuriyete ve son olarak da otokrasiye
dönüşmüş olup, MS 2. Yüzyıldan itibaren yaşadığı güç kaybıyla 285 yılında Roma ve çevresinde Batı Roma İmparatorluğu ve Doğuda Bizans İmparatorluğu adlı iki devlete bölünmüştür. Diocletian döneminde Hıristiyanlar büyük zulüm ve işkenceler görmüşse de 324 yılında halefi Konstantin, başkenti Konstantinopolis’i taşımakla kalmamış, Roma çoktanrıcı dinini ortadan kaldırarak Hristiyanlığı resmen devlet dini ilan etmiştir. Doğu Roma nispeten huzur içinde yaşarken Batı Roma barbar saldırıları ve iç savaşın pençesinde kıvranmış, Ren ve Tuna nehri havzalarından güneye inen Germen kabileleri MS 370’den itibaren imparatorluk topraklarına yerleşmeye başlamıştır. 5. Yüzyılda İtalya üç kez barbar işgaline uğramış olup, 410’da Vizigot lider Alaric Roma önlerine ulaşmışsa da 452’de Kuzey İtalya’ya geri dönmüş, Vandal komutan Gaireric ise MS 455’de Kuzey Afrika’dan Roma önlerine ulaşmıştır. Nihayetinde 476’de Ostrogoth komutan Odoacer’ın işgali Batı Roma imparatorluğunu tamamen ortadan kaldırmıştır. Öncesinde Hunlarca Karadeniz’in kuzeyinden aşağıya inmelerine izin verilmeyen Ostrogothlar, Roma topraklarına Vizigothlar’a göre daha az zarar vermişse de MÖ 4. Yüzyıl ortalarında Hun devletinin çöküşünden sonra Ostrogothlar Balkanlar üzerinde Tuna nehrini geçerek Roma topraklarına girmiştir. Goth saldırıları sonunda Batı Roma İmparatorluğunun sonunu getirirken yarımada çok sayıda krallığa bölünmüştür MS 487’deTheodoric komutasında Doğu Roma’nın başkenti Konstantinopolis’i ele geçirmeye çok yaklaşmışlarsa da Bizans imparatoru Zeno zekâsıyla sorunu defetenin bir yolunu bulmuş, Theodoric’in Ostrogothlarını İtalya’ya Odoacer’in üzerine göndermiştir. 488’de Theodoric İtalya’yı işgal etmiş dört yıl boyunca yarımadadaki Odoacer güçleriyle savaşmıştır. Odoacer ve Theodoric sonunda Ravenna Piskoposu tarafından ülkeyi birlikte yönetmeleri konusunda uzlaştırılmışlarsa da 493’de Theodoric, Odoacer’ı öldürerek İtalya’nın tek hükümranı olmuştur.33 yıl boyunca tahtta kalan bu yüzden Büyük Theodor ünvanını alan lk barbar kral Thedor döneminde İtalya sakin bir dönem geçirmiştir. Thedor iktiasrı boyunca Konstantinopolis ile yaptığı natlaşmaya sadık kalmış, İtalya’yı Bizans imparatorunun askeri valisi gibi yönetmiş bu yüzden düşmandan ziyade Roma imparatorluğunun legal bir parçası – olarak görülmüştür. Aryan mezhebinden olan Theodor bu yüzden Katoliklerin işlerine karışmamış, asker olarak hizmet eden Gothların bürokrasiye katılmasına izin vermemiştir. Bununla birlikte uzun vadede İtalya’da Aryan yönetiminin kalması kabul edilir olmadığından dahası Theodor’un haleflerinin yetersizliği yüzünden Bizans imapratoru Justinian 535’de Ravenna’yı kurtarmak için İtalay üzerine bir sefer düzenlemiştir. 535’de Konstantinopolis’ten İtalya’ya Afrika zaferlerinin kahramanı Belisarius’un komutası altında bir filo gönderilmiş, aynı yıl Sicilya ele geçirilirken, 536’da Napoli’ye giren Bizans güçleri Roma üzerine yürümüşse de Ostrogothlar, Ravenna’da bile 4 yıl boyunca direnmeyi başarmıştır. Belisarius Konstantinopolis’e dönmüşse de kalan Bizans güçleri etrafı Ostrogothalrla sarılmış üç şehirde (Ravenna, Ancona ve Otranto) tutunmayı başarmıştır. Hadım lakaplı Bizans generali Barses yeni bir sefer ile tüm İtalya yarıamdasını 562’de yeniden Bizans egemenliğine sokmayı başarmışsa da Lombardlar 568’de Kuzey İtalya’ya girmiş ve ksıa bir süre sonra Bizans güçlerini İtalya’dan çekilmeye zorlamıştır.
İtalyan Birliği ancak 1861’de gerçekleşmiş ve Modern İtalyan ulus devleti ancak bu tarihte kurulabilmiştir. Kanalizasyon sistemi, kamu düzeni, hukuk, sulama, yol yapımı, içme suyu sistemi, şarapçılık, tıp, halk sağlığı ile imparator Konstantin’in resmen kabul edip kurumlaşmasını sağladığı din Hristiyanlık ama özellikle Katolik Kilisesi, Roma mirasını İtalya’nın çok ötesine hatta zamanımıza dek taşınmasını sağlamıştır.
Detaylı Bilgi İçin Bkz. Kronolojik Roma Tarihi
İtalya Tarihi Önemli Tarihler |
MÖ 10-5. yüzyıl: İtalyan Yarımadası Etrüskler ve Magna Graecia egemenliğinde
MÖ 753: Romulus’un Roma kentini kurması MÖ 510 – 27: Roma Cumhuriyeti’nin İtalya ve Akdeniz’e egemen olması MÖ 44: Gaius Julius Caesar’ın öldürülmesi MÖ 27: Augustus’un Roma İmparatoru olması MS 324: Konstantin’in, Hristiyanlığı resmi devlet dini olarak benimsemesi. MS 476: Germen komutan Odoacer kendini İtalya Kralı ilan ediyor MS 568: Lombardlar’ın İtalya’ya girişi. İstiladan kaçan mültecilerin lagünlerde Venedik’i kurması.
|
En Önemli Roma İmparatorları
Caligula (37-41) Suetonius’un hazırladığı biyografiye göre vergi indirimi sayesinde halkın sevgisini kazandıran imparator aile üyelerini öldürmüş, kız kardeşiyle ahlaksızca birlikte olmuş, akşam yemeğini yerken işkence gören insanları seyreden zalim birisi olup, 4 yıllık iktidarının ardından 28 yaşıdnayken öldürülmüştür.
Nero (54-68) 17 yaşında Roma’nın beşinci imparatoru olmuş, annesi ve ilk karısını hatta bir iddiaya göre hamile metresini de öldürmüştür. Hakkında anlatılan efsaneye karşın Roma yanarken keman çalmamış hatta yangın sonrası kentin imarı için çalışmıştır. Nero 6 yıllık iktidarının ardından bir darbe sonucu intihar etmeye zorlanmış ardından yaşanan kaos döneminde dört farklı imparator ülkeyi yönetmiştir.
Vespasian (69-79) Bir vergi toplayıcısının oğlu olup, imparatorluk unvanını askeri yeteneğiyle kazanmıştır. Judaea’yı ele geçirmekle kalmamış, Germen Batavian kabilesini mağlup etmiş ve Roma’ya ünlü arena Colosseum’u (Amfiteatrum Flavium) inşa ettirmiştir.
Hadrian (117-138), Yunanistan’da lejyoner olan Hadrian imparator olduktan sonra imparatorluk genelinde imar faaliyetlerini hızlandırmış, Roma’da Pantheon ve Tivoli’de viila inşa ettirirken, İngiltere’deki surlar gibi sınır bölgelerde güvenliği arttırmıştır.
Diocletian (284-305), imparatorluğun kızgın kabilelerce kuşatıldığı yıkılma döneminde tahta çıkan imparator Hıristiyanlara karşı zalimce davranışıyla hatırlanmaktadır.
Detaylı Bilgi İçin Bkz. Roma İmparatorluğu Özet Tarihi
Hocam, bu Roma nasıl yıkıldı, ben hala anlamıyorum, eğer bu konudaki görüşlerini paylaşırsan sevinirim…